• А
  • Б
  • В
  • Г
  • Д
  • Е
  • Ж
  • З
  • И
  • К
  • Л
  • М
  • Н
  • О
  • П
  • Р
  • С
  • Т
  • У
  • Ф
  • Х
  • Ц
  • Ч
  • Ш
  • Э
  • Ю
  • Я
  • A
  • B
  • C
  • D
  • E
  • F
  • G
  • H
  • I
  • J
  • K
  • L
  • M
  • N
  • O
  • P
  • Q
  • R
  • S
  • T
  • U
  • V
  • W
  • X
  • Y
  • Z
  • #
  • Текст песни Ali Dursun Erzincanli - Naat-i Serif

    Исполнитель: Ali Dursun Erzincanli
    Название песни: Naat-i Serif
    Дата добавления: 27.01.2021 | 22:50:03
    Просмотров: 1
    0 чел. считают текст песни верным
    0 чел. считают текст песни неверным
    На этой странице находится текст песни Ali Dursun Erzincanli - Naat-i Serif, а также перевод песни и видео или клип.
    Seccaden kumlardı
    Devirlerden, diyarlardan
    Gelip göklerde buluşan
    Ezanların vardı!

    Mescit mümin, minber mümin
    Taşardı kubbelerden Tekbîr,
    Dolardı kubbelere ;âmin!
    Ve mübarek geceler, dualarımız,
    Geri gelmeyen dualardı

    Geceler, ki pırıl pırıl,
    Kandillerin yanardı.
    Kapına gelenler, yâ Muhammed,
    -Uzaktan, yakından-
    Mümin döndüler kapından!
    Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,
    İki dünyada aziz ümmet;
    Muhammed ümmetiydi.

    Konsun yine- pervazlara güvercinler,
    Hû hûlara karışsın âminler
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

    Şimdi seni ananlar,
    Anıyor ağlar gibi
    Ey yetimler yetimi,
    Ey garipler garibi;
    Düşkünlerin kanadıydın,


    Yoksulların sahibi
    Nerde kaldın ey Resûl,
    Nerde kaldın ey Nebi?
    Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed,

    Çağlar ne çağlardı:
    Daha dünyaya gelmeden
    Müminlerin vardı
    Ve bir gün, ki gaflet
    Çöller kadardı,

    Halîmenin kucağında
    Abdullahin yetimi
    Âminenin emaneti ağlardı.
    Haticenin goncası,
    Aişenin gülüydün.
    Ümmetinin gözbebeği
    Göklerin resûlüydün

    Elçi geldin, elçiler gönderdin
    Ruhunu Allaha,
    Elini ümmetine verdin.
    Beşiğin, yurdun, yuvan
    Mekkede bunalırsan
    Medineye göçerdin.

    Biz bu dünyadan nereye
    Göçelim, yâ Muhammed?
    Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
    Altın devrini yaşıyor
    Diller, sayfalar, satırlar
    Ebu Leheb öldü diyorlar.
    Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed
    Ebû Cehil kıtalar dolaşıyor!
    Neler duydu şu dünyada

    Mevlidine hayran kulaklarımız;
    Ne adlar ezberledi, ey Nebî,
    Adına alışkın dudaklarımız!
    Artık, yolunu bilmiyor;
    Artık, yolunu unuttu
    Ayaklarımız!

    Kâbene siyahlar
    Yakışmamıştır, yâ Muhammed
    Bugünkü kadar!
    Hased gururla savaşta;
    Gurur, Kafdağında derebeyi

    Onu da yaralarlar kanadından,
    Gelse bir şefkat meleği
    İyiliğin türbesine
    Türbedâr oldu iyi.
    Vicdanlar sakat
    Çıkmadan yarına,

    İyilikler getir, güzellikler getir
    Âdem oğullarına!
    Şu gördüğün duvarlar ki
    Kimi Tâiftir, kimi Hayberdir
    Fethedemedik, yâ Muhammed,
    Senelerdir.

    Ne doğruluk, ne doğru;
    Ne iyilik, ne iyi
    Bahçende en güzel dal,
    Unuttu yemiş vermeyi
    Günahın kursağında
    Haramların peteği!
    Bayram yaptı yapanlar;
    Semâveyi boşaltıp
    Sâveyi dolduranlar

    Atını hendeklerden -bir atlayışta-
    Aşırdı aşıranlar
    Ağlasın Yesrib,
    Ağlasın Selmanlar!
    Gözleri perdeleyen toprak,
    Yüzlere serptiğin topraktı

    Yere dökülmeyecekti, ey Nebî,
    Yabanların gözünde kalacaktı!
    Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
    Hû hûlara karışsın âminler

    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
    Ne oldu, ey bulut,
    Gölgelediğin başlar?
    Hatırında mı, ey yol,
    Bir aziz yolcuyla
    Aşarak dağlar, taşlar,

    Kafile kafile, kervan kervan
    Şimale giden yoldaşlar!
    Uçsuz bucaksız çöllerde,
    Yine, izler gelenlerin,
    Yollar gideceklerindir.
    Şu tekbir getiren mağara,

    Örümceklerin değil;
    Peygamberlerindir, meleklerindir
    Örümcek ne havada,
    Ne suda, ne yerdeydi;
    Hakkı göremeyen
    Gözlerdeydi!

    Şu kuytu cinlerin mi;
    Perilerin yurdu mu?
    Şu yuva -ki, bilinmez-
    Kuşları Hüdhüd müdür,
    güvercin mi, kumru mu?

    Kuşlarını, bir sabah,
    Medineye uçurdu mu?
    Ey Abvâda yatan ölü,
    Bahçende açtı dünyanın
    En güzel gülü;

    Hâtıran, uyusun çöllerin
    Ilık kumlarıyla örtülü!
    Dinleyene, hâlâ,
    Çöller ses verir;
    Yaleyli susar,
    Uğultular gelir.

    Mersiye okur Uhud,
    Kaside söyler Bedir.
    Sen de bir hac günü,
    Başta Muhammed, yanında Ebû Bekir;
    Gidenlerin yüz bin olup dönüşün

    Destan yap, ey şehir!
    Ebû Bekirde nûr, Osmanda nûrlar
    Kureyş uluları, karşılarında
    Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
    Alinin önünde kapılar açılır,
    Alinin önünde eğilir surlar,
    Bedirde, Uhudda, Hayberde

    Hakkın yiğitleri, şehîd olurlar
    Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı,
    Yerde kalmazdı ruh kanatlıydı.
    Konsun yine- pervazlara güvercinler
    Hû hûlara karışsın âminler.
    Mübarek akşamdır;

    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
    Vicdanlar, sakat çıkmadan,
    Yâ Muhammed, yarına;
    İyiliklerle gel, güzelliklerle gel

    Âdem oğullarına!
    Yüreklerden taşsın
    Yine, imanlar!
    Itrî, bestelesin Tekbîrini;
    Evliyâ, okusun Kurânlar!
    Ve Kurân-ı göz nûruyla çoğaltsın

    Kayışzâde Osmanlar
    Natını Galip yazsın,
    Mevlidini Süleymanlar!
    Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
    Geri gelsin Sinanlar!

    Çarpılsın, hakikat niyetine
    Cenaze namazı kıldıranlar!
    Gel, ey Muhammed, bahardır
    Dudaklar ardında saklı
    Âminlerimiz vardır

    Hacdan döner gibi gel;
    Mirâcdan iner gibi gel;
    Bekliyoruz yıllardır!
    Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;
    Hızır kanad, Cibril kanad;
    Nisan kanad, bahar kanad;

    Âyetlerini ezber bilen
    Yapraklar kanad
    Açılsın göklerin kapıları,
    Açılsın perdeler, kat kat!
    Çöllere dökülsün yıldızlar;

    Dizilsin yollarına
    Yetimler, günahsızlar!
    Çöl gecelerinden, yanık
    Türküler yapan kızlar
    Sancağını saçlarıyla dokusun;

    Bilâl-i Habeşî sustuysa
    Ezânlarını Dâvûd okusun!
    Konsun yine- pervazlara güvercinler,
    Hû hûlara karışsın âminler
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!
    Будьте поражены намерением истины
    Те, кто руководят заупокойной молитвой!
    Приди, о Мухаммед, это весна
    Губы спрятаны за
    У нас есть ins

    Вернись как паломничество;
    Приходите, как будто сошедшие с чуда;
    Ждали годами!
    Крыло облаков, дует ветер;
    Крыло Хидр, крыло Джибрил;
    Апрельское крыло, весеннее крыло;

    Кто знает стихи наизусть
    Листья крыла
    Пусть откроются врата небесные,
    Пусть шторы открываются слой за слоем!
    Пусть звезды льются в пустыни;

    Выровняйте свой путь
    Сироты, безгрешные!
    Из пустынных ночей гори
    Девочки делают песни
    Пусть волосы коснутся вашего знамени;

    Если молчит абиссинец Билала
    Пусть Давуд читает свой азан!
    Снова навес - голуби на подоконниках,
    Пусть hs мешает аминам
    Мубарак - вечер;
    Придите, отцы, ваши!

    Смотрите также:

    Все тексты Ali Dursun Erzincanli >>>

    Опрос: Верный ли текст песни?
    ДаНет